Multipl Skleroz (Demiyelinizan Hastalıklar)
(Dissemine Skleroz)
- Beyin ve medulla spinalisteki yaygın demiyelinizasyon alanları ile
kendini belli eden, yavaş ilerleyen mSS hastalısı olup birden çok ve
değişken nörolojik belirti ve bulguları vardır, genellikle remisyon ve
alevlenmelerle seyreder.
Etiyoloji ve İnsidens
- İmmünolojik bir anormallik kuşkusu olmasına karşın, nedin tam
olarak bilinmemektedir. Eldeki az sayıdaki ipucu, spesifik
mekanizmaların rol oynadığını düşündürmektedir. Düşünülen nedenler
arasında yavaş virüs ve latent virüs infeksiyonu ve enzimlerin yaptığı
miyelinolisiz vardır ve BOS’ta IgG düzeyi yükselmiş olup bu yükselme,
kızamık dahil olmak üzere çeşitli virüslerle birliktedir. Bu bulguların,
bildirilmiş olan HLA tipleri ile birlikteliğinin ve T hücrelerinin
sayısındaki değişmenin önemi pek açık değildir ve hatta biraz da
karışıktır. Artmış aile insidensi genetik yatkınlığı düşündürmektedir;
kadınlarda, erkeklerden biraz daha sıktır. Çevresel faktörler
düşünülmektedir. MS, tropikal bölgelerden (1.10.000) uzaklaşıldıkça
sıklığı artmaktadır (1.2000). Genellikle başlangıç yaşı 20-40 arasında
olmasına rağmen MS’in hastanın hayatının ilk 15 yılını geçirdiği bölge
ile ilişkili olduğu görülmüştür. 15 yaşından sonraki yer değiştirmeler,
riski değiştirmez.
Patoloji
- Oligodendroglia hasarı ile birlikteki demiyelinizasyon adaları veya
plaklar ve perivasküler jkihap. başlıca beyaz maddede olmak üzere tüm
MSS’inde yayılmıştır. Medulla spinalisin lateral ve posterior kolonları
(özellikle servikal ve dorsal bölgeler), optik sinirler ve
periventriküler alanlar en çok tutulan bölgelerdir. Mezensefalon, pons
ve serebellumdaki yollar özellikle tutulmuştur. Gerek serebrumdaki,
gerekse medulla spinalisteki gri madde tutulmuş olabilir. Hücre
gövdeleri ve aksonlar, özellikle erken lezyonlarda korunmuştur. Daha
ileri dönemlerde, özellikle uzun traktlarda aksonlar hasarlanmış
olabilir ve fibroz glioz, aksonlara sklerotik görünüm verir. Erken ve
geç dönem lezyonları eş zamanlı olabilir. Miyelinin lipid ve protein
fraksiyonlarındaki kiyasal değişiklikler, plakların içinde ve çevresinde
gösterilmiştir.
Semptom ve Belirtiler
- Hastalık, çeşitli şikayetler ve MSS işlev bozukluğu bulguları ile
kendini belli eder ve dalgalanmalar gösterir. Başlangıç genellikle
sinsidir. En sık görülen semptomlar, ekstremiteler; gövde veya yüzde
parestezi; el veya bacaklarda kuvvetsizlik veya beceriksizlik ve görsel
bozukluklardır (kısmi körlük ve bir gözde agrı [retrobulber optik
nörit], çift görme, görme bulanıklığı skotomlar gibi). Diğer sık görülen
erken belirtiler, kısa süreli oküler felçler, bir veya daha fazla
ekstremitede geçici kuvvetsizlik, ekstremitelerde hafif serti ile veya
alışılmamış yorgunluk, hafif yürüme bozuklukları, mesane kontrolünde
zorluk, vertigo ve hafif emosyonel bozukluklar olup tüm bunlar
hastalığın MSS’inde yaptığı yaygın tutuluma işaret eder ve sıklıkla
hastalık saptanmadan aylar veya yıllar önce görülür. Aşırı sıcaklık
belirti ve bulguları artırabilir.
Fizik İnceleme
- Mental : Apati, yargılama yokluğu ve dikkatsizlik
görülebilir. Emosyonel dengesizlik sıktır ve yaygın hafif bulgularla
seyretmesi, başlangıçta yanlış olarak, histeri izlenimini verebilir.
Öfori birçok hastada görülür, diğerlerinde de reaktif depresyon
mevcuttur. Ani ağlamalar ve kontrol edilemeyen gülmeler (psödobulber
paralizinin elemanları), emosyonel kontrol ile ilgili Icortikobufber
yolların tutulduğunu gösterir. Konvulsif nöbetler olabilir. Ağır
değişimler (mani, edmans gibi) sık değildir ve hastalığın geç
dönemlerinde görülür. Patlayıcı konuşma (yavaş konuşma ile birlikte,
kelime ve heceleri başlatmadaki tereddüt) hastalığın ileri dönemlerinde
sıktır. Afazi seyrektir.
- Kraniyal sinirler : Başlangıçtaki optik nörite ek
olarak (bkz. yukarıda), hastalığın herhangi bir döneminde, aşağıdaki
oküler bulgulardan bir veya daha çoğu vardır; temporal solukluk ile
birlikte kısmi optik atrofi; görme alanında değişiklikler (santral
skotom veya görme alanında genel daralma); diplopi ile birlikte geçici
oftalmopleji (3., 4. ve 6. kraniyal isinr çekirdekleri arasında
bağlantıyı sağlayan beyinsapı yollarının tutulmasından). Boğulmuş disk
optik nöritte görülür, fakat pupilla değişiklikleri, Argyll Robertson
pupillası ve total körlük seyrektir J^istagmus sık görülen bir bulgu
olup, serebellar veya vestibüler nukleus hasarı nedeniyledir.
- Kraniyal sinir tutulumunun diğer bulgulan sık değildir ve
saptandığında genellikle kraniyal sinir çekirdekleri alanındaki
beyinsapı zedelenmesi nedeniyledir. Sağırlık seyrektir, fakat vertigo
seyrek değildir. Tek taraflı uyuşukluk veya ağrı (trigeminal nörolijiye
benzer) bazen görülür.
- Motor : Derin refleksler (patella, Aşil gibi),
genellikle artmıştır. Babinski bulgusu ve klonus sıklıkla mevcuttur.
Yüzeyel refleksler, özelikle alt ve üst karın cildi refleksleri azalmış
veya kaybolmuştur. Hasta sıklıkla tek taraflı semptomlardan şikayet
eder, fakat muayenede iki taraflı kortikospinal trakt tutulum bulguları
saptanır. Serebellar lezyon nedeniyle olan intansiyonel tremor sıktır ve
devamlı, amaçlı hareketlerle artan Hareketler ataksik olup düzensiz
titreme ve sallanma ile birliktedir, kafanın desteklenmesi
kaldırıldığında statik tremor görülebilir, kortikospinal trakt
hasarından olarn spastisite ve serebellar ataksinin kombinasyonu hastayı
tam maluliyet durumuna getirebilir. Serebral lezyonlar hemiplejiye
neden olabilr. Kaş atrofisi ve duysal uyaranlara (yatak çarşafı,
battaniye gibi) karşı ağrılı fleksör spazmlar hastalığın geç
dönemlerinde görülebilir.
- Charcot triadı (nistagmus, intansiyonel tremor ve patlayıcı
konuşma), ilerlemiş olgularda, sık görülen serebellar bir bulgudur.
Hafif dizartri, serebellar hasar, kortikal kontrol bozukluğu veya bulber
çekirdeklerin etkilenmesinden kaynaklanabilir.
- Duyu : Herhangi bir şekil deri duyusunun tam
kaybı seyrektir, paresteziler, uyuşukluk ve duyu aylgılamasında küntlük
(ağrıya karşı hemianestezi veya vibrasyon veya eklem pozisyon duyusunda
bozukluk gibi) olabilir ve sıklıkla eller veya bacaklara lokalize
edilir. Objektif değişiklikler kısa sürelidir ve sıklıkla dikkatli bir
muayene ile ortaya çıkarabilir.
- Otonomik : Sıkışma, kısmi idrar retansiyonu veya
hafif inkontinans sıktır ve medulla spinalis tutuluşu ile birliktedir.
Ayrıca erkeklerde impotans, kadınlarda genital anestezi de sık görülür.
Mesane ve rektal inkontinans, ilerlemiş olgularda görülür.
Gidiş
Gidiş, oldukça değişkendir, önceden tahmin edilemez ve hastaların
çoğunda remisyonlarla seyreder. Başlangıçta, özellikle hastalık
retrobulber nörit ile başladığında, aylar veya yıllar süren remisyon
dönemleri, epizodları ayırabilir ancak hastalık ilerledikçe genellikle
iyilik dönemleri kısalmakta ve sonunda kalıcı, ilerleyici maluliyet
oluşmaktadır. Birçok örnekte, beklenen yaşam süresi kısalmıştır.
Hastalık başladıktan senro, ortalama yaşam süresi 25 yılın üzerindedir,
fakat önemli ölçüde değişkenlik gösterir. Yirmi beş yıldan daha uzun
süren remisyonlar görülmüştür. Bununla birlikte bazı hastalar çok sık
atak geçirir ve hızla bağımlı duruma gelirler. Az sayıda olguda,
özellikle orta yaşlarda başlayanlarda, gidiş remisyon göstermeksizin
ilerleyicidir ve bazen bir yıl içinde ölüm olur.
Tanı
- Tanı, kilinik ve laboratuvar özellikler ile konur. Tipik olgularda
tanı, genellikle klinik verilere dayanarak konulabilir. Bununla
birlikte, kesin tanı, kuşkulanılsa bile, ilk atakta yapılamaz. Daha
sonra, remisyon ve alevlenme öyküsü ve birden fazla alana aiMVISS
lezyonlarının klinik bulgusu, önemli ölçüde bu tanıyı düşündürür. Kesin
tanı, diğer olasılıklar gözden geçirildikten sonra yapılmalıdır.
- Ayırıcı tanı , serebral infarktüs, siringomiyeli, amiyotrofik
lateral skleroz, sifiliz, pernisiyöz anemi, servikal omurga artriti,
intervertebral disk hernisi, baziler impresyon, SLE ve herediter
ataksileri kapsamalıdır. MSS tümörleri ve abseleri, diğer yer kaplayan
lezyonlar, beyin ve mudlla spinalisin vasküler malformasyonları, kafa
tabanı ve omurga anomalileri, kilink bulgularla dışlanmalıdır. Yeterli
değilse, BT veya MRG ve BOS incelemesi gerekebilir. Foramen magnum
bölgesinde özel dikkat verilmelidir, çünkü medulla spinalis ve bulbus
bileşkesindeki tedavi edilebilir lezyonlar (subaraknoid kist, foramen
magnum tümörü gibi), bazen, değişken ve dalgalanma gösteren motor ve
duysal semptomlara neden olur.
- Laboratuvar bulguları : BOS, olguların %55′inden fazlasında
anormallik gösterir. IgG %13′ün üzerinde olabilir ve lenfosit ve protein
miktarı hafif artmış olabilir, fakat bu bulgular patognomonik değildir.
IgG’nin kan-beyin engeli içinde sentezini gösteren oligoklonal bandlar,
MS’li hastaların %90 kadarında, BOS’un agaroz elektroforezinde
saptanabilir, fakat yokluğu MS’i dışlamaz. BOS miyelin temel proteini
konsantrasyonu, aktif demiyelinizasyon sırasında artmış olabilir.
- MRG , en duyarlı görüntüleme tekniğidir; birçok plak gösterebilir.
Lezyonlar, kontrastlı BT görüntülerinde de saptanabilir; iki kat iyot
verilerek ve görüntüleme geciktirilerek, BT’nin duyarlılığı
artırılabilir (çift doz gecikmiş BT).
- Uyarılmış potansiyeller , duysal sistemlerin uyarılmasıyla elde
edilmiş elektriksel yanıtlardır. Görsel, beyinsapı işitsel ve
somatosensoryel uyarılmış potansiyeller, hastalığın erken döneminde
anormal olabilir.
Tedavi
- Spesifik bir tedavi yöntemi yoktur. Kendiliğinden olan iyileşmeler,
tedaviyi değerlendirmeyi güçleştirir. Çoğu kişi, 60mg/gün prednisone
veya 16mg/gün dexamethasone’un, atağın erken döneminde verildiğinde,
akut ataklarda (retrobulber nörit gibi) iyileşmeyi hıslandırdığına ve
kalıcı nörolojik defisitleri en az düzeye indirdiği veya önlediğine
inanmaktadır (ilaç belirtiler remisyona girene kadar verilir, daha sonra
da doz 5-7 gün içinde azaltılarak kesilir). Uzun süreli kortikosteroid
tedavisi nadiren gereklidir. İmmunosüpresiflerin kullanımı kullanımı
araştırılmaktadır; diğer araşytırmalar, azothioprine, copolymer 1,
cyclophosphamide, interferon, plasmaferez ve total lenfoid radyosyonunu
kapsamaktadır; fakat bunların hiçbiri önerilmemektedir.
- Hasta, normal ve aktif olarak, mümkün olduğu kadar hayatını idame
etmelidir, aşırı çalışma ve yorgunluktan kaçınmalıdır. Zayıf spastik
ekstremiteye pasif hareketler ve masaj hastayı rahatlatabilir. Kas
egzersizleri, fizik ve psikolojik olarak yararlıdır. Cesaretlendirme ve
güven verme önemlidir; ümitsiz bir tablo çizmekten kaçınılmalıdır.
Hastalık hali, fizik tedavi, infeksiyon ve üriner problemlerin tedavisi
ile azaltılabilir. Yatak yaraları ve idrar yolu infeksiyonları, yatalak
hastalarda önlenmelidir. İntermittan kateterizasyon, mesane rezidüel
idrar miktarını düşük düzeyde tutmakta yararlıdır. Bu teknik, hastaya
öğretilerek evde kendi kendine yapması sağlanabilir. Bazı ilaçlar,
medulla spinalis reflekslerini inhibe ederek spastisiteyi azaltır;
bölünmüş dozlarda, oral olarak verilen 40-80mg/gün baclofen tercih
edilir; kısa dönem tedavide toksisite minimumken (genellikle letarji),
uzun dönemdeki etkileri önemli ölçüde bilinmemektedir. Dikkatli bir
şekilde kullılması gerekmektedir, çünkü MS’li hastalarda spastisiteyi
azaltma, sıklıkla kuvvetsizliği artırır ve hastayı bağımlı duruma
getirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder