1 Eylül 2013 Pazar

Migren Nedir? (Başlıca Nörolojik Semptomlar ve Tedavileri)

Migren Nedir? (Başlıca Nörolojik Semptomlar ve Tedavileri)
- Gastrointestinal ve görsel bozukluklarla birlikte veya yalnız başına yineleyici baş ağrısı atakları ile kendini belli eden paroksismal bir bozukluk.
Etiyoloji ve İnsidens
- Nedeni bilinmemekle birlikte genetik geçişli, kafaiçi ve dışı işlevsel dolaşım bozukluğu düşünülmektedir. Kafaiçi arter vazodilatasyonu nedeni ile ortaya çıkan beyin kan akımındaki bölgesel değişikliklerin, miğren atağına eşlik ettiği ve olası nedeni olduğu bilinmektedir. Mekanizmanın vazomotor değişikliklere neden olan, sistemik serotonin konsantrasyonundaki düşme ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Prodrom semptomları intraserebral vazokonstriksiyon nedeni ile olabilir ve bazıları, başağrısını, saçlı deri arterlerinin dilatasyonu ile salınan maddelere bağlamaktadır. Kafaiçi damar malformasyonları seyrek olarak migren tipi başağrısına neden olurlar. Migren her yaşta görülmesine karşın genellikle 10-20 yaşları arasında başlar ve kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Başağrısı sıklıkla 50 yaşından sonra, kısmen veya tam olarak kesilir. Başağrısı sıklıkla, 50 yaşından sonra kısmen veya tam olarak kesilir. Olguların % 50 ‘sinden fazlasında aile öyküsü vardır.
Migrenin Belirtileri ve Bulguları Nelerdir?
Başağrısı öncesinde, kısa süreli depresyon, irritabilite, huzursuzluk ve anoreksi görülür. Bazı hastalarda, parlak skotomlar, görme alanı defektleri, paresteziler veya hemiparezi (seyrek) ağrı öncesinde bulunur. Bu semptomlar, ağrı ortaya çıkmadan kısa bir süre önce kaybolur veya ağrı ile karışırlar. Ağrı unilateral veya yaygındır. Hastadaki semptomlar, her atakta benzeri bir şekil izler ancak unilateral başağrısı her zaman aynı tarafta olmayabilir. Ağrılar değişen sıklıkta bazen birkaç ayda bir olabilir.
Tedavi edilmeyen ataklar saatler veya günlerce devam edebilir. Bulantı, kusma, fotofobi sıktır.
Ekstremiteler soğuk ve siyanozedir, hasta irritedir ve sakinlik arar. Saçlı deri arterleri belirginleşir ve pulsasyon amplitüdü artmıştır.
Migrenin Tanısı
- Kafaiçi patolojik değişiklik bulgusu göstermeyen hastada tanı yukarıda tanımlanmış olan semptom şekline dayandırılır. Tanı görsel prodrom bulguları (klasik migren) veya aile öyküsü olan hastalarda daha muhtemeldir.
Migrenin Profilaksi
- Atakların sıklığını azaltmak amacıyla çeşitli nonspesifik tıbbi ve cerrahi işlemler önerilmiştir; tedavinin etkinliği büyük ölçüde hastanın hekime güven duymasına ve hekimin hastayı anlamak için harcadığı çabaya bağlıdır. En etkili profilaksi destekleyici psikoterapidir. Oral olarak verilen methysergide 4-8 mg/gün etkilidir ama retroperitoneal fibroza neden olabilir. Bu neden olabilir.Bu nedenle 3 aydan uzun süreli kullanılmamalıdır. Gebelik ve tıkayıcı damar hastalıklarında [b]kontrindikedir[/b]. Serotonin agonistleri (bkz. aşağıda) profilaksi için yeterince araştırılmamıştır.
- Günde 3-4 defa, 20-30 mg oral olarak verilen propranolol hastaların yarısında ağrılarda uzun süreli olarak rahatlama sağlar. Son zamanlarda, bir kalsiyum kanal blokeri olan verapamil’in 3-4 defa 80 mg kullanılmasının da ağrıda hafiflemeye neden olduğu bildirilmektedir. Bazı hastalar hastaya vasküler tonusunu kontrol etmesini öğretmeyi hedefleyen hedefleyen biofeedback’ten de yararlanmaktadır; bu yöntemin uzun süreli etkisi kesin değildir.
Migrenin Tedavisi
- Aspirin veya kodein hafif ataklarda yararlı olabilir. Bir serotonin agonisti olan Sumatriptan, cluster (demet) veya akut migren ataklarının tedavisinde en seçkin ilaçtır. Oral veya parenteral yolla yapılan deneme girişimleri olguların % 70’inde semptomlarda rahatlama sağlamıştır. İlaç, yakın bir geçmişte FDA tarafından antimigren bir ajan olarak onaylanmıştır; dozaj konusunda danışılmalıdır. Şimdiye kadar bildirilmiş ciddi bir komplikasyonu yoktur. Eğer sumatripan etkili değilse, dilaltı veya oral ergotamin tartrat ve kafein preparatları sıklıkla etkilidir ve hemen absorbe edilen küçük dozlar yeterlidir. 2 mg ergot’a ek olarak 200 mg kafein verilir ve daha sonra 1 mg ergotla birlikte 100 mg kafein, gerekirse 1/2 saatte bir tekrarlanır. Günlük maksimum ergot dozu 6 mg, haftalık ise 10 mg’dır. Dirençli olgular parenteral ergotamin tartrat ve kodein gerektirir. Fizik tolerans ve ergotamin bağımlılığı ilacı kendi kendine 48 saatten daha sık aralıklarla alan hastalarda görülür ve yüksek vazokonstrüktif komplikasyon riskini de beraberinde taşır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder