Migren Nedir? (Başlıca Nörolojik Semptomlar ve Tedavileri)
- Gastrointestinal ve görsel bozukluklarla birlikte veya yalnız
başına yineleyici baş ağrısı atakları ile kendini belli eden paroksismal
bir bozukluk.
Etiyoloji ve İnsidens
- Nedeni bilinmemekle birlikte genetik geçişli, kafaiçi ve dışı
işlevsel dolaşım bozukluğu düşünülmektedir. Kafaiçi arter
vazodilatasyonu nedeni ile ortaya çıkan beyin kan akımındaki bölgesel
değişikliklerin, miğren atağına eşlik ettiği ve olası nedeni olduğu
bilinmektedir. Mekanizmanın vazomotor değişikliklere neden olan,
sistemik serotonin konsantrasyonundaki düşme ile ilişkili olduğu
düşünülmektedir. Prodrom semptomları intraserebral vazokonstriksiyon
nedeni ile olabilir ve bazıları, başağrısını, saçlı deri arterlerinin
dilatasyonu ile salınan maddelere bağlamaktadır. Kafaiçi damar
malformasyonları seyrek olarak migren tipi başağrısına neden olurlar.
Migren her yaşta görülmesine karşın genellikle 10-20 yaşları arasında
başlar ve kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Başağrısı sıklıkla 50
yaşından sonra, kısmen veya tam olarak kesilir. Başağrısı sıklıkla, 50
yaşından sonra kısmen veya tam olarak kesilir. Olguların % 50 ‘sinden
fazlasında aile öyküsü vardır.
Migrenin Belirtileri ve Bulguları Nelerdir?
Başağrısı öncesinde, kısa süreli depresyon, irritabilite, huzursuzluk
ve anoreksi görülür. Bazı hastalarda, parlak skotomlar, görme alanı
defektleri, paresteziler veya hemiparezi (seyrek) ağrı öncesinde
bulunur. Bu semptomlar, ağrı ortaya çıkmadan kısa bir süre önce kaybolur
veya ağrı ile karışırlar. Ağrı unilateral veya yaygındır. Hastadaki
semptomlar, her atakta benzeri bir şekil izler ancak unilateral
başağrısı her zaman aynı tarafta olmayabilir. Ağrılar değişen sıklıkta
bazen birkaç ayda bir olabilir.
Tedavi edilmeyen ataklar saatler veya günlerce devam edebilir. Bulantı, kusma, fotofobi sıktır.
Ekstremiteler soğuk ve siyanozedir, hasta irritedir ve sakinlik arar.
Saçlı deri arterleri belirginleşir ve pulsasyon amplitüdü artmıştır.
Migrenin Tanısı
- Kafaiçi patolojik değişiklik bulgusu göstermeyen hastada tanı
yukarıda tanımlanmış olan semptom şekline dayandırılır. Tanı görsel
prodrom bulguları (klasik migren) veya aile öyküsü olan hastalarda daha
muhtemeldir.
Migrenin Profilaksi
- Atakların sıklığını azaltmak amacıyla çeşitli nonspesifik tıbbi ve
cerrahi işlemler önerilmiştir; tedavinin etkinliği büyük ölçüde hastanın
hekime güven duymasına ve hekimin hastayı anlamak için harcadığı çabaya
bağlıdır. En etkili profilaksi destekleyici psikoterapidir. Oral olarak
verilen methysergide 4-8 mg/gün etkilidir ama retroperitoneal fibroza
neden olabilir. Bu neden olabilir.Bu nedenle 3 aydan uzun süreli
kullanılmamalıdır. Gebelik ve tıkayıcı damar hastalıklarında
[b]kontrindikedir[/b]. Serotonin agonistleri (bkz. aşağıda) profilaksi
için yeterince araştırılmamıştır.
- Günde 3-4 defa, 20-30 mg oral olarak verilen propranolol hastaların
yarısında ağrılarda uzun süreli olarak rahatlama sağlar. Son
zamanlarda, bir kalsiyum kanal blokeri olan verapamil’in 3-4 defa 80 mg
kullanılmasının da ağrıda hafiflemeye neden olduğu bildirilmektedir.
Bazı hastalar hastaya vasküler tonusunu kontrol etmesini öğretmeyi
hedefleyen hedefleyen biofeedback’ten de yararlanmaktadır; bu yöntemin
uzun süreli etkisi kesin değildir.
Migrenin Tedavisi
- Aspirin veya kodein hafif ataklarda yararlı olabilir. Bir serotonin
agonisti olan Sumatriptan, cluster (demet) veya akut migren ataklarının
tedavisinde en seçkin ilaçtır. Oral veya parenteral yolla yapılan
deneme girişimleri olguların % 70’inde semptomlarda rahatlama
sağlamıştır. İlaç, yakın bir geçmişte FDA tarafından antimigren bir ajan
olarak onaylanmıştır; dozaj konusunda danışılmalıdır. Şimdiye kadar
bildirilmiş ciddi bir komplikasyonu yoktur. Eğer sumatripan etkili
değilse, dilaltı veya oral ergotamin tartrat ve kafein preparatları
sıklıkla etkilidir ve hemen absorbe edilen küçük dozlar yeterlidir. 2 mg
ergot’a ek olarak 200 mg kafein verilir ve daha sonra 1 mg ergotla
birlikte 100 mg kafein, gerekirse 1/2 saatte bir tekrarlanır. Günlük
maksimum ergot dozu 6 mg, haftalık ise 10 mg’dır. Dirençli olgular
parenteral ergotamin tartrat ve kodein gerektirir. Fizik tolerans ve
ergotamin bağımlılığı ilacı kendi kendine 48 saatten daha sık
aralıklarla alan hastalarda görülür ve yüksek vazokonstrüktif
komplikasyon riskini de beraberinde taşır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder