Arteriyovenöz Malformasyonlar (Serebrovasküler Hastalıklar)
- Konjenital malformasyonlar bükülmüş, dilate kan damarlarından
oluşur. Bu malformasyon içinde arteriyel afferentler ve venöz
ejfereııtler direkt olarak buluşur, normalde varolan kapiller yatak
burada yoktur. Sonuç olarak, ilerleyici bir şekilde genişleyen vasküler
yapı oluşur. Bu yapı boyutu komşu dokular üzerine baskı yapması veya
onları irrite etmesiyle ve çevre beyin dokusundan kan çalarak, bazen de
kanayarak nörolojik anormallikler oluşturur. AVm’ler daha çok serebral
arteriyel yataklar arasındaki birleşme noktalarından çıkar. Bu yapılar
sıklıkla fronto-parietal bölgede, frontal lobda serebral parankim içinde
veya serebellum veya üzerini örten oksipital lobda bulunur.
Klinik Semptomlar
- AVM’ler nispeten 3 farklı nörolojik bozukluğa neden olur. Sıklıkla
olguların yarısında kanayarak parenkimal veya subaraknoid kanama
tablosuna neden olurlar. Bu kanamaların fazla bir ayırt edici özelliği
olmamakla birlikte nörolojik olarak hipertansif veya konjenital
anevrizma kanamasından daha az dramatik tabloya neden olurlar ve yıllar
içinde yineleme şansı daha yüksektir, diğer iki sendromdan biri, AVM’nin
yeri ile ilişkili bir odaktan kaynaklanan fokal epilepsi , diğeri ise
genişleyen AVM’nin kitle veya ilerleyici iskemik lezyon gibi
davrandığı ilerleyici fokal nörolojik sensorimotor defîsittir.
Tanı ve Tedavi
- Laboratuvar yöntemlerin dışında AVM’nin spesifik tanısı güçtür.
Bazı hastalarda kraniyal kavite üzerinde farkedilebilen arteriyel üfürüm
vardır. BT, genellikle çapı 1 cm’den büyük AVM’leri, onları besleyen ve
drene eden arterleri gösterir ancak arteriyografi kesin tanı için
gereklidir. MR, kavernöz anjiyom ve varyasyonları için tanı koydurucu
olabilir.
- Tedavi, nöbetleri kontrol etmek için kullanılan antikonvülzan
ilaçları kapsar. Cerrahi çıkarma, daha önce kanamış olan yüzeyel
anevrizmalar için sıklıkla önerilir; derin veya geniş AVM’lerin
rezeksiyonu, yüksek ölüm ve postoperatif morbidite riski taşır.
AMV’lerin rezeksiyonu yeniden kanama riskini ortadan kaldırır ve
muhtemelen nöbet riski ve sıklığını azaltır. İntrakraniyal kateter
aracılığıyla intravasküler tromboz veya proton ışınları ile koagülasyon
denenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder